Okuyuculardan... - "Bir Şiir Kurma Denemesi Üzerine"




bir şiir kurma denemesi üzerine


Yani şimdi, siz bilir misiniz ki bizim tedirginliğimizi
Bilir misiniz, parklarda oturan umutsuzlardan
Otobüs camına dayayıp kafasını uyuklayanlardan
Bir köprü üstünde içinden bir ürpertinin geçtiği sarı yağmurluklu,
talihsiz adamlardan.
Bilir misiniz bizim tedirginliğimizi
Bir kapı açılışında, bir kapı kapanışında
Tutulan bir elin ince parmaklarında
Sevince korkup kaçan bir kedinin ince hünerinde
Demli çayın masaya konuluşundaki o tok seste,
son otobüslere yetişmede, mavi bir gökten yıldız çalmada,
hayatlar kurmada, hayatlar yıkmada, dönüşlerde, görmelerde,
sayılardan anlam çıkarmanın tarifsiz telaşında, parklarda hem de uzak parklarda,
çok uzak parklarda, koca bir semtte kaç kere yalnız kaybolmalarda

Bilir misiniz peki biraz,
eh, bilmezsiniz.

Yokuş yollardan çıkan insanlardanız biz,
bir şiir kurma telaşında olanlardan hani.
Duvarlarını tek tek tanırız geçtiğimiz yerlerin,
bir daha gelmemek için.
Bir mektupta adı geçtiğinde üç kere gülümseyenlerden hani,
üç kere yağmur altında yalnız
tam üç kere vapur binmelerin telaşında,
köprüler kuran insanlardanız biz, birleştirmese de uzakları.

Bilir misiniz?
Eh bilmezsiniz elbet siz bizim tedirginliğimizi.
Nasıl bir şey mi dediniz, bize sorarsanız;
kopuk bir yaşantıyı birleştirme çabası.
Parktaki yitik güvercine sorarsanız bir hayatın uzunlamasına atımı
Buluşmayan çizgiler çizmekte hüzünlü ve hünerli.
Köşedeki banka sorarsanız, olmayanla olma telaşı,
Sevdiğin bir kokunun üzerinden yavaşça silinmesi.
Geçip gidenleri izleyen meşe ağacına sorarsanız,
Sarılmaları tarihin, bir daha hiç sarılmamaları aynı anda
Uykusuzluklardan çıkıp gelmelerin, göz açmaların tarihi.

Bilir misiniz siz? Hani, bizim
Tam da bahsettiğimiz, konuştuğumuz işte,
Anlattığımız anlaşılmamak pahasına,
Bilir misiniz, bizim tedirginliğimiz işte
Sonsuz bir evrende çağıldayan seslerini özlediğimiz bir şefkatin
Ellerimiz her bir saç telinin arasında
Çevrilmeyen dillerin dingin insanlarıyız
Adınız ki umudumuz, köşeye çakıl taşları bıraktığımız
Ocak akşamlarında zamanlardan yolları uzattığımız
Ve gülümsediğimiz kendi ellerimizle.
Kuşlar geri uçmaz biliriz, gökyüzü evidir bir yaşantıyı sürdürmenin,
düşlerimizde gördüğümüz rüzgarla uçuşan, saçlarıdır sevilenin.

Eh, bilmezsiniz.
Nasıl bilebilirsiniz,
Nasıl anlayabilirsiniz, nasıl, nasıl ve kaç kere daha nasıl
Siz bilir misiniz ki bizim tedirginliğimizi
Bilebilir misiniz?

Arkadaş Edip Erhan

Benzer Konular
Sonraki
« Sonraki Konu
Önceki Konu
Önceki Konu »