bir fotoğrafa bakıp sigaramı yaktım
biliyorum,
duysa görse bir yerlerden,
kızardı.
oysa ki ben böyle ustalaştım kısa şiirler yazmakta,
böyle öğrendim bir şarkıyı tekrar etmeyi.
kısa şiirler yazmaktan nefret ederdim tanrım,
ikiniz de, n’olur bağışlayın beni.
bir fotoğrafa ne kadar uzun bakılırsa
öyle baktım.
gövdelerimizde dahi hiç solmayan bir hüznün eksikliği
ve ellerimiz yollar çizmekte ustalaşmış
eksikliğimiz, dar sokaklarında kaybolmak koca bir semtin,
eksikliğimiz el tutamamaların
ve olmayacaklarla olmanın telaşında.
hiç kimse şiir yazmamıştı, emindim,
kelimelerin de öyle vakti yoktu ki,
eh, vakti yoktu tabii insanın
kısa bir tarihe öyle uzun uzun bakmaya.
beni sorarsanız –sorarsınız ya hani-
vaktim de vardı, telaşlı olmasam
şiir yazmasam
bir ayrılığı hiç ortada yokken geçirmesem aklımdan
daha derli toplu olsa ya zaman
uyumasam
uyanmasam.
oysa ki hayat ne güzel şey
ve ne çok güzelliğe gebe.
Ahmet Nazım Özger